5 Ağustos 2016 Cuma

Mucize İçimizde!

Mucizelere inanır mısınız? Bazen kapatırız kendimizi her şeye. Tüm umutlarımızı yitiririz. Yalnız hissederiz kendimizi. Yok olmak isteriz. Ama birden bir şey olur ve tekrar ayağa kalkarız. İşte bunun adı mucizedir, inanmaktır; hayata tutunmaktır. Mucizeler her yerdedir aslında. Bazen küçücük bir iyilikte gizlidir, mucize. Bazen en sevdiğinizin size sarılmasıdır. Bazen de hiç tanımadığımız birinin küçücük tebessümüdür; yardım ister misiniz? diye sormasıdır. Ne olursa olsun hep yanınızda olan, bir telefonunuzla size koşan dostlarınızdır. Bazen içinizden geçenleri, ne istediğinizi anlayan sevgilidir. Mutluluk gözyaşlarıdır. En sevdiklerinizin başarısıdır, mutluluğudur. Neyin var kızım'dır? Bak senin için ne yaptım'dır. Küçücük bir kelebeğin kanatlarıdır. Hiç ummadığınız bir anda çok istediğiniz bir şeyin gerçekleşmesidir. Gerçek mucize içimizdedir. Gerçek mucize sevgidir. En kötü anımızda, düştüğümüzde tekrar ayağa kalkmamızı sağlayan içimizdeki inançtır. Kendimizi ne kadar yalnız hissetsekte asla yalnız değilizdir aslında. Önce inanmalıyız; gözlerimizi ve kalbimizi gerçek sevgiye açmalıyız. Mucizeler hep bizimledir. Anlamak ve görmek isteyene!

3 Ağustos 2016 Çarşamba

Anne Olmak!

Hayatınızda en çok ne olmayı sevdiniz? En çok ne mutlu etti sizi? Hayat boyu çeşitli rollere sahip oluruz. Doğumla başlar hayatımız. Bebek oluruz, çocuk oluruz, öğrenci oluruz. Büyürüz farklı mesleklere sahip oluruz. Bazen zor ve karmaşık  gelir roller bize, bazen de çok kolay ve eğlenceli. Ben en çok anne olmayı sevdim hayatımda. Sevmeyi de sevilmeyi de o küçücük yürekten öğrendim.
Hayatımın en karmaşık anında girdin dünyama. Hiç bilmediğim,  yabancı bir duyguydu bu. Ama o küçücük yürek o kadar çok şey öğretiyor ki insana. Siz bile inanamıyorsunuz kendinize. Hayatımın merkeziydi benim için. Çok zor, ama bir o kadar da güzel bir duygu. Hayata sımsıkı tutunmak için kocaman bir sebebim var benim. Canım oğlum seni çok özleyince yazıya dökmek istedim düşüncelerimi. Senin sayende öğrendim her şeyi. Belki üzüldük, üzdük birbirimizi ama ben sana hiç kırılmadım, küsmedim.  Ben çok şanslıyım senin gibi bir evlada sahip olduğum için. Beni her zaman gururlandırdın, onurlandırdın. Benim yaşayamadıklarımı, içimde kalanları sen yaşa diye elimden geleni yaptım. Güzel bir çocukluk geçirmen için uğraştım. Ne kadar başarılı oldum bilemiyorum. Ama şunu unutma çocuklukta yaşananlar asla unutulmuyor. Benim yaşama sebebim, hayat kaynağımsın. O küçücük yüreğinle büyük şeyler düşünüyorsun. Büyüklerin bile yapamadığını yapıyorsun. Hani anne uyuyamıyorum, bana bir şeyler anlat derdin ya. Bende başlardım Sevgili Oğlum nasılsın, iyimisin diye işte o hep içimde kalanları anlattım sana. Sen yokken hayat o kadar anlamsız ve boş ki. Ama sen mutluysan bende mutluyum. Başarılar, mutluluklar hep seninle olsun.

21 Temmuz 2016 Perşembe

Büyüledin Beni Akyaka

Türkiye'nini her yerini gezme fırsatım henüz olmadı ama görmek istediğim yerleri fırsat buldukça gezmeye çalışıyorum. Batısıyla, doğusuyla, güneyiyle, kuzeyiyle eşsiz güzellikleri var ülkemizin. Denizi ayrı güzel, ormanı ayrı güzel. Egeli biri olarak Ege'nin eşsiz güzellikleri her zaman büyülemiştir beni. Muğla'nın Gökova Körfezinde yer alan Akyaka da bunlardan biri. Daha önce gitme fırsatım olmamıştı hiç. Ama uzun zamandır gidip görmek istediğim yerlerden biriydi. Daha gider gitmez büyüsüne kapılıyor insan. Kalan ömrümü orda geçirmek istedim birden. Yeşiliyle, mavisiyle içine çekiyor insanı. Azmak nehrinin muhteşem güzelliği alıp götürüyor sonra sizi. Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın da dediği gibi Roma'yı gör de öl, Gökova'yı gör de yaşa. Mutlaka ama mutlaka Muğla tarafınız yolunuz düşerse Akyaka'yı görün derim. O eşsiz güzelliğine hayran kalacağınızdan eminim.

20 Temmuz 2016 Çarşamba

Hayata Dair

Çok mu şey istiyorum hayattan, diye soruyorum kendime bu aralar. Hayır mümkün olmayan hiçbir şey istemiyorum oysaki. Sadece biraz sevgi, bide saygı. Hayatta en değer verdiğim insanlar tarafından kırılıp dökülmek istemiyorum mesela. Haketmediğim şeyler yaşamak istemiyorum. Birilerinin kanattığı yaranın merhemi olmak isterken, birden herşeyin bana çevrilmesini hiç anlamıyorum. Küçücük huzurlu hayatım alt üst olmasın istiyorum. Küçük kalsın ama mutluluk olsun, umut olsun, benim olsun istiyorum. Yaşadıklarımdan öğrendiğim tek şey değer verdiğin ölçüde değer görmüyorsun, karşındaki insan seni her zaman anlamak istediği gibi anlıyor. Hep kendi istekleri gerçekleşsin, dilekleri gerçek olsun başka hiçbir şey önemli değil onlar için. Geride bıraktıkları kırık kalpler, hüzünler onlar için o kadar basit  ve değersiz ki. İnsanların değer vermeyi, sevmeyi, saygı duymayı öğrenmesi ümidiyle. Tüm güzellikler hepimizin olsun...

2 Haziran 2016 Perşembe

ZEKERİYA SOFRASI

İnsan yaşadıkça ne çok şey öğreniyor hayattan. Derler ya; 'yaşaki neler göresin' diye gerçekten çok doğru bir söz. Zekeriya Sofrası da daha birkaç ay önce öğrendiğim bir şey. Zekeriya Sofrası; dileği olan bir kişinin dileği gerçekleştiğinde hazırladığı bir sofra. Kırk bir çeşit yiyecekten oluşan bir ikram sofrası. Bende eşimin kuzeni vesilesiyle öğrenmiş oldum Zekeriya Sofrasını. Zekeriya Sofrası açılmadan önce iki rekat namaz kılınıp  sonra  da Kuran-ı Kerim suresi olan Meryem Suresi okunur. Yine Kuran-ı Kerim'den dualar okunur. Zekeriya sofrası adını Zekeriya Peygamber'den alıyor. Masada çeşit çeşit yemekler, çay saatine uygun kurabiyeler, pastalar, çerezler yer alıyor.  Ben de misafirperverliği için Selin'e daveti için  çok teşekkür ederek onun Zekeriya Sofrasını paylaşmak istedim.

Hayattan beklediğiniz,istediğiniz herşeyin  gerçek olması dileğiyle...

31 Mayıs 2016 Salı

KADIN OLMAK

Bir kadın olarak yaşamanın ne demek olduğunu bilir misiniz? Başucunda biber gazıyla uyumanın, zile adını yazamamanın, aynı yerden ikinci defa eve sipariş verememenin,,,bilmezsiniz, eğer erkekseniz.
Hayat ne zor bizim için, sizin tarafınızdan ''acaba''larla, ''deneME'', ''yanılMA''larla itham edilmek sürekli. O bir türlü önüne geçemediğiniz erkek egonuza kurban olmak.
Hayır, feminist falan değilim, kızgınım sadece. İkinci sınıf insan muamelesi yapanlara, kadın haklarını hiçe sayanlara, varoluş sebebimizi erkeklermiş gibi görenlere kızgınım. Evet, insanız, yaradılışımızda var çift olmak, çiftleşmek ama bu dürtüyü diğer her şeyin önüne geçirirsen, insan olma ayrıcalığını kaybedersin, elinde kalan tek özelliğin konuşabilmen olur ki onu da yapabilen hayvanlar var. Bilmem anlatabiliyor muyum?
Kurtul artık o egondan, çocukluğundan bu yana sana öğretilen erkektir yapar ideolojinden, yüzüne gülen her kadına yapıştırdığın ''aranıyor'' etiketinden. Biraz düşün, biraz!! ama beyninle düşün. İyi düşün, güzel düşün!

                                                                                           LATİFE KIZILTAŞ

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Vazgeçmeyin!

Kuş olup uçmak istiyorum bazen. Farklı diyarlar, şehirler, ülkeler görmek istiyorum. Her bir şehrin havasını, suyunu, güzelliklerini içime çekmek istiyorum. Diyar diyar gezmek, yaşamak istiyorum. Farklı kültürleri, yaşamları görmek, bilmek istiyorum. Hiç benim gibi hissettiğiniz oldu mu bilmiyorum. Ama üzüntüden, kederden uzaklaşmak her zaman en iyisidir diye düşünüyorum. Tabiki hayatta herşey bizim için. Üzüntü, sevinç, keder, hastalık, sağlık hatta ölüm bile. Lakin güzel şeyler değilmidir bizi hayata bağlayan. Küçücük mutluluklar değil mi ayaklarımızı yerden kesen. Hiçbir zaman çok fazla şey beklemedim hayattan. En ufak tebessüm bile mutlu etmeye yetti beni çoğu zaman. Her türlü zorluğa göğüs germeyi bildim, hep ayakta kalabilmeyi başardım belki; ama bazen gücümün tükendiğini hissettiğim zamanlar da oluyor elbet. İşte o zamanlar kaçıp uzaklaşmak istiyor insan. Tüm o düşüncelerden, üzüntüden, kederden uzaklaşıp; sessiz sedasız, bir sahil kasabasında, denize nazır küçücük bir evde sadece sevdiklerinle doyasıya mutlu olmak ne güzel olurdu oysaki. Hayali bile mutlu etmeye yetiyor beni. Düşünsenize bir de bunun gerçek olduğunu. Hayal edin, isteyin, gerçekleştirin. Ama hiçbir zaman Vazgeçmeyin...