5 Ağustos 2016 Cuma
Mucize İçimizde!
Mucizelere inanır mısınız? Bazen kapatırız kendimizi her şeye. Tüm umutlarımızı yitiririz. Yalnız hissederiz kendimizi. Yok olmak isteriz. Ama birden bir şey olur ve tekrar ayağa kalkarız. İşte bunun adı mucizedir, inanmaktır; hayata tutunmaktır. Mucizeler her yerdedir aslında. Bazen küçücük bir iyilikte gizlidir, mucize. Bazen en sevdiğinizin size sarılmasıdır. Bazen de hiç tanımadığımız birinin küçücük tebessümüdür; yardım ister misiniz? diye sormasıdır. Ne olursa olsun hep yanınızda olan, bir telefonunuzla size koşan dostlarınızdır. Bazen içinizden geçenleri, ne istediğinizi anlayan sevgilidir. Mutluluk gözyaşlarıdır. En sevdiklerinizin başarısıdır, mutluluğudur. Neyin var kızım'dır? Bak senin için ne yaptım'dır. Küçücük bir kelebeğin kanatlarıdır. Hiç ummadığınız bir anda çok istediğiniz bir şeyin gerçekleşmesidir. Gerçek mucize içimizdedir. Gerçek mucize sevgidir. En kötü anımızda, düştüğümüzde tekrar ayağa kalkmamızı sağlayan içimizdeki inançtır. Kendimizi ne kadar yalnız hissetsekte asla yalnız değilizdir aslında. Önce inanmalıyız; gözlerimizi ve kalbimizi gerçek sevgiye açmalıyız. Mucizeler hep bizimledir. Anlamak ve görmek isteyene!
3 Ağustos 2016 Çarşamba
Anne Olmak!
Hayatınızda en çok ne olmayı sevdiniz? En çok ne mutlu etti sizi? Hayat boyu çeşitli rollere sahip oluruz. Doğumla başlar hayatımız. Bebek oluruz, çocuk oluruz, öğrenci oluruz. Büyürüz farklı mesleklere sahip oluruz. Bazen zor ve karmaşık gelir roller bize, bazen de çok kolay ve eğlenceli. Ben en çok anne olmayı sevdim hayatımda. Sevmeyi de sevilmeyi de o küçücük yürekten öğrendim.
Hayatımın en karmaşık anında girdin dünyama. Hiç bilmediğim, yabancı bir duyguydu bu. Ama o küçücük yürek o kadar çok şey öğretiyor ki insana. Siz bile inanamıyorsunuz kendinize. Hayatımın merkeziydi benim için. Çok zor, ama bir o kadar da güzel bir duygu. Hayata sımsıkı tutunmak için kocaman bir sebebim var benim. Canım oğlum seni çok özleyince yazıya dökmek istedim düşüncelerimi. Senin sayende öğrendim her şeyi. Belki üzüldük, üzdük birbirimizi ama ben sana hiç kırılmadım, küsmedim. Ben çok şanslıyım senin gibi bir evlada sahip olduğum için. Beni her zaman gururlandırdın, onurlandırdın. Benim yaşayamadıklarımı, içimde kalanları sen yaşa diye elimden geleni yaptım. Güzel bir çocukluk geçirmen için uğraştım. Ne kadar başarılı oldum bilemiyorum. Ama şunu unutma çocuklukta yaşananlar asla unutulmuyor. Benim yaşama sebebim, hayat kaynağımsın. O küçücük yüreğinle büyük şeyler düşünüyorsun. Büyüklerin bile yapamadığını yapıyorsun. Hani anne uyuyamıyorum, bana bir şeyler anlat derdin ya. Bende başlardım Sevgili Oğlum nasılsın, iyimisin diye işte o hep içimde kalanları anlattım sana. Sen yokken hayat o kadar anlamsız ve boş ki. Ama sen mutluysan bende mutluyum. Başarılar, mutluluklar hep seninle olsun.
Hayatımın en karmaşık anında girdin dünyama. Hiç bilmediğim, yabancı bir duyguydu bu. Ama o küçücük yürek o kadar çok şey öğretiyor ki insana. Siz bile inanamıyorsunuz kendinize. Hayatımın merkeziydi benim için. Çok zor, ama bir o kadar da güzel bir duygu. Hayata sımsıkı tutunmak için kocaman bir sebebim var benim. Canım oğlum seni çok özleyince yazıya dökmek istedim düşüncelerimi. Senin sayende öğrendim her şeyi. Belki üzüldük, üzdük birbirimizi ama ben sana hiç kırılmadım, küsmedim. Ben çok şanslıyım senin gibi bir evlada sahip olduğum için. Beni her zaman gururlandırdın, onurlandırdın. Benim yaşayamadıklarımı, içimde kalanları sen yaşa diye elimden geleni yaptım. Güzel bir çocukluk geçirmen için uğraştım. Ne kadar başarılı oldum bilemiyorum. Ama şunu unutma çocuklukta yaşananlar asla unutulmuyor. Benim yaşama sebebim, hayat kaynağımsın. O küçücük yüreğinle büyük şeyler düşünüyorsun. Büyüklerin bile yapamadığını yapıyorsun. Hani anne uyuyamıyorum, bana bir şeyler anlat derdin ya. Bende başlardım Sevgili Oğlum nasılsın, iyimisin diye işte o hep içimde kalanları anlattım sana. Sen yokken hayat o kadar anlamsız ve boş ki. Ama sen mutluysan bende mutluyum. Başarılar, mutluluklar hep seninle olsun.
21 Temmuz 2016 Perşembe
Büyüledin Beni Akyaka
Türkiye'nini her yerini gezme fırsatım henüz olmadı ama görmek istediğim yerleri fırsat buldukça gezmeye çalışıyorum. Batısıyla, doğusuyla, güneyiyle, kuzeyiyle eşsiz güzellikleri var ülkemizin. Denizi ayrı güzel, ormanı ayrı güzel. Egeli biri olarak Ege'nin eşsiz güzellikleri her zaman büyülemiştir beni. Muğla'nın Gökova Körfezinde yer alan Akyaka da bunlardan biri. Daha önce gitme fırsatım olmamıştı hiç. Ama uzun zamandır gidip görmek istediğim yerlerden biriydi. Daha gider gitmez büyüsüne kapılıyor insan. Kalan ömrümü orda geçirmek istedim birden. Yeşiliyle, mavisiyle içine çekiyor insanı. Azmak nehrinin muhteşem güzelliği alıp götürüyor sonra sizi. Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın da dediği gibi Roma'yı gör de öl, Gökova'yı gör de yaşa. Mutlaka ama mutlaka Muğla tarafınız yolunuz düşerse Akyaka'yı görün derim. O eşsiz güzelliğine hayran kalacağınızdan eminim.
20 Temmuz 2016 Çarşamba
Hayata Dair
Çok mu şey istiyorum hayattan, diye soruyorum kendime bu aralar. Hayır mümkün olmayan hiçbir şey istemiyorum oysaki. Sadece biraz sevgi, bide saygı. Hayatta en değer verdiğim insanlar tarafından kırılıp dökülmek istemiyorum mesela. Haketmediğim şeyler yaşamak istemiyorum. Birilerinin kanattığı yaranın merhemi olmak isterken, birden herşeyin bana çevrilmesini hiç anlamıyorum. Küçücük huzurlu hayatım alt üst olmasın istiyorum. Küçük kalsın ama mutluluk olsun, umut olsun, benim olsun istiyorum. Yaşadıklarımdan öğrendiğim tek şey değer verdiğin ölçüde değer görmüyorsun, karşındaki insan seni her zaman anlamak istediği gibi anlıyor. Hep kendi istekleri gerçekleşsin, dilekleri gerçek olsun başka hiçbir şey önemli değil onlar için. Geride bıraktıkları kırık kalpler, hüzünler onlar için o kadar basit ve değersiz ki. İnsanların değer vermeyi, sevmeyi, saygı duymayı öğrenmesi ümidiyle. Tüm güzellikler hepimizin olsun...
2 Haziran 2016 Perşembe
ZEKERİYA SOFRASI
İnsan yaşadıkça ne çok şey öğreniyor hayattan. Derler ya; 'yaşaki neler göresin' diye gerçekten çok doğru bir söz. Zekeriya Sofrası da daha birkaç ay önce öğrendiğim bir şey. Zekeriya Sofrası; dileği olan bir kişinin dileği gerçekleştiğinde hazırladığı bir sofra. Kırk bir çeşit yiyecekten oluşan bir ikram sofrası. Bende eşimin kuzeni vesilesiyle öğrenmiş oldum Zekeriya Sofrasını. Zekeriya Sofrası açılmadan önce iki rekat namaz kılınıp sonra da Kuran-ı Kerim suresi olan Meryem Suresi okunur. Yine Kuran-ı Kerim'den dualar okunur. Zekeriya sofrası adını Zekeriya Peygamber'den alıyor. Masada çeşit çeşit yemekler, çay saatine uygun kurabiyeler, pastalar, çerezler yer alıyor. Ben de misafirperverliği için Selin'e daveti için çok teşekkür ederek onun Zekeriya Sofrasını paylaşmak istedim.
Hayattan beklediğiniz,istediğiniz herşeyin gerçek olması dileğiyle...
Hayattan beklediğiniz,istediğiniz herşeyin gerçek olması dileğiyle...
31 Mayıs 2016 Salı
KADIN OLMAK
Bir kadın olarak yaşamanın ne demek olduğunu bilir misiniz? Başucunda
biber gazıyla uyumanın, zile adını yazamamanın, aynı yerden ikinci defa
eve sipariş verememenin,,,bilmezsiniz, eğer erkekseniz.
Hayat ne zor bizim için, sizin tarafınızdan ''acaba''larla, ''deneME'', ''yanılMA''larla itham edilmek sürekli. O bir türlü önüne geçemediğiniz erkek egonuza kurban olmak.
Hayır, feminist falan değilim, kızgınım sadece. İkinci sınıf insan muamelesi yapanlara, kadın haklarını hiçe sayanlara, varoluş sebebimizi erkeklermiş gibi görenlere kızgınım. Evet, insanız, yaradılışımızda var çift olmak, çiftleşmek ama bu dürtüyü diğer her şeyin önüne geçirirsen, insan olma ayrıcalığını kaybedersin, elinde kalan tek özelliğin konuşabilmen olur ki onu da yapabilen hayvanlar var. Bilmem anlatabiliyor muyum?
Kurtul artık o egondan, çocukluğundan bu yana sana öğretilen erkektir yapar ideolojinden, yüzüne gülen her kadına yapıştırdığın ''aranıyor'' etiketinden. Biraz düşün, biraz!! ama beyninle düşün. İyi düşün, güzel düşün!
LATİFE KIZILTAŞ
Hayat ne zor bizim için, sizin tarafınızdan ''acaba''larla, ''deneME'', ''yanılMA''larla itham edilmek sürekli. O bir türlü önüne geçemediğiniz erkek egonuza kurban olmak.
Hayır, feminist falan değilim, kızgınım sadece. İkinci sınıf insan muamelesi yapanlara, kadın haklarını hiçe sayanlara, varoluş sebebimizi erkeklermiş gibi görenlere kızgınım. Evet, insanız, yaradılışımızda var çift olmak, çiftleşmek ama bu dürtüyü diğer her şeyin önüne geçirirsen, insan olma ayrıcalığını kaybedersin, elinde kalan tek özelliğin konuşabilmen olur ki onu da yapabilen hayvanlar var. Bilmem anlatabiliyor muyum?
Kurtul artık o egondan, çocukluğundan bu yana sana öğretilen erkektir yapar ideolojinden, yüzüne gülen her kadına yapıştırdığın ''aranıyor'' etiketinden. Biraz düşün, biraz!! ama beyninle düşün. İyi düşün, güzel düşün!
LATİFE KIZILTAŞ
Etiketler:
egolar,
erkek,
insan,
kadın,
kadın cinayetleri,
kadın olmak,
kadına şiddet,
şiddet
30 Mayıs 2016 Pazartesi
Vazgeçmeyin!
Kuş olup uçmak istiyorum bazen. Farklı diyarlar, şehirler, ülkeler görmek istiyorum. Her bir şehrin havasını, suyunu, güzelliklerini içime çekmek istiyorum. Diyar diyar gezmek, yaşamak istiyorum. Farklı kültürleri, yaşamları görmek, bilmek istiyorum. Hiç benim gibi hissettiğiniz oldu mu bilmiyorum. Ama üzüntüden, kederden uzaklaşmak her zaman en iyisidir diye düşünüyorum. Tabiki hayatta herşey bizim için. Üzüntü, sevinç, keder, hastalık, sağlık hatta ölüm bile. Lakin güzel şeyler değilmidir bizi hayata bağlayan. Küçücük mutluluklar değil mi ayaklarımızı yerden kesen. Hiçbir zaman çok fazla şey beklemedim hayattan. En ufak tebessüm bile mutlu etmeye yetti beni çoğu zaman. Her türlü zorluğa göğüs germeyi bildim, hep ayakta kalabilmeyi başardım belki; ama bazen gücümün tükendiğini hissettiğim zamanlar da oluyor elbet. İşte o zamanlar kaçıp uzaklaşmak istiyor insan. Tüm o düşüncelerden, üzüntüden, kederden uzaklaşıp; sessiz sedasız, bir sahil kasabasında, denize nazır küçücük bir evde sadece sevdiklerinle doyasıya mutlu olmak ne güzel olurdu oysaki. Hayali bile mutlu etmeye yetiyor beni. Düşünsenize bir de bunun gerçek olduğunu. Hayal edin, isteyin, gerçekleştirin. Ama hiçbir zaman Vazgeçmeyin...
26 Mayıs 2016 Perşembe
Yitirmeyin!
Eskiciyim ben; anıları, fotoğrafları, eski bir notu biriktiririm bazen. Biriktirdiğim her şeyin iyi anısı yok elbette, bazıları mutsuzlukları, hataları anımsatır ama önemli değil, yaşanmışlıklar var hepsinde. Dokunduğun, gördüğün, duyduğun vakit başlayıverir zamanda yolculuğun. Mesela sene 1997, mevsimlerden yaz, her çocuğun hayali olan bisiklet, karne hediyesi olarak çıkıvermiş karşına eski bir fotoğrafta, 20 sene olmuş ama o anki hislerim hala capcanlı, mesela eski kitap, gençlik ateşiyle okunmuş içine notlar alınmış, altı çizilmiş bazı kelimelerin, bazı yerleri yazılmış, silinmiş...
Ne çok şey biriktiriyoruz aslında istemeden de olsa. Şa aralar fazla ne varsa atın diyorlar, katıldığım yerleri var ama çoğunlukla atılmaması gerektiği taraftarıyım. Kolay değil bir şeylere sahip olmak, hem maddi, hem manevi... Kolay değil bizi, biz yapan her şeyi görmezden gelmek. Kaçımız öğrenci evinde annesinin eski perdelerini kullandı, ya da o eksik, her biri birbirinden farklı çatal, kaşıkları? Eskiden yüzüne bakmadığımız, şimdilerde oldukça revaçta emaye anneanne tabaklarını hangimiz aramıyoruz şu anda?
İhtiyacınız kadar alın, gereksiz ihtiyaç yaratmayın ama birşeylere sahip olunca da kolay vazgeçmeyin, paylaşın, hediye edin, ihtiyacı olana verin ama atmayın! O binbir hevesle aldığınız koltuktan modası geçti diye kolayca vazgeçmeyin. Eskiye kıymet verin, eski insanlara, eski anılara, eski bir aynaya... Çünkü hep yitirdiklerini özler insan, YİTİRMEYİN!!!
Sevgili kardeşimin yüreğine sağlık. Teşekkürler LATİFE KIZILTAŞ...
Ne çok şey biriktiriyoruz aslında istemeden de olsa. Şa aralar fazla ne varsa atın diyorlar, katıldığım yerleri var ama çoğunlukla atılmaması gerektiği taraftarıyım. Kolay değil bir şeylere sahip olmak, hem maddi, hem manevi... Kolay değil bizi, biz yapan her şeyi görmezden gelmek. Kaçımız öğrenci evinde annesinin eski perdelerini kullandı, ya da o eksik, her biri birbirinden farklı çatal, kaşıkları? Eskiden yüzüne bakmadığımız, şimdilerde oldukça revaçta emaye anneanne tabaklarını hangimiz aramıyoruz şu anda?
İhtiyacınız kadar alın, gereksiz ihtiyaç yaratmayın ama birşeylere sahip olunca da kolay vazgeçmeyin, paylaşın, hediye edin, ihtiyacı olana verin ama atmayın! O binbir hevesle aldığınız koltuktan modası geçti diye kolayca vazgeçmeyin. Eskiye kıymet verin, eski insanlara, eski anılara, eski bir aynaya... Çünkü hep yitirdiklerini özler insan, YİTİRMEYİN!!!
Sevgili kardeşimin yüreğine sağlık. Teşekkürler LATİFE KIZILTAŞ...
25 Mayıs 2016 Çarşamba
GEÇ OLMADAN
İnsan sevdiklerine, değer verdiklerine hiç kıyamaz derler ya; doğru mudur sizce bu söz. Nedense; en çok sevdiklerimizi incitiyoruz. En çok canımız yandığında bizde sevdiklerimizin canını yakıyoruz. Hiç beklemediğimiz bir anda, hiç beklemediğimiz bir şekilde tokat gibi vuruyor yüzümüze; içimiz yanıyor. Keşke hiç acıtmasa bizi hiçbirşey, keşke acıtmasak sevdiklerimizi. Elimizdekilerin kıymetini bilebilsek her zaman. Keşke dememek geç kalmamak için. Mutlu olabilmek yarınlara umutla bakabilmek için. Keşkesiz bir yaşam için kocaman sarılın sevdiklerinize. Unutmayın dün dünde kalmıştır; yarın henüz gelmemiştir. En değerli an yaşadığınız andır.Şimdi; şu andır aslolan.Yarın çok geç olabilir herşey için, hemen yapın kendiniz için, sevdikleriniz için ne yapmanız gerekiyorsa. Uyandığınız her yeni güne şükrederek başlayın mesala. Yakındaki dostlarınızla buluşun, sohbet edin. Uzaktaki sevdiklerinizi arayın. Sesinizle bile ışık saçın etrafa. Yada içinizden ne geliyorsa, ne yapmak istiyorsanız, nasıl yaşamak istiyorsanız öyle yaşayın...
24 Mayıs 2016 Salı
Sağlıklı Beslenme
Yediğimiz içtiğimiz her şeye dikkat etmemiz gerek. Özellikle bazı yiyecekleri dikkatsiz tüketiyorsak zehirleniyoruz demektir. Şimdi size bazı yiyeceklerde özellikle nelere dikkat etmeliyiz ondan bahsedicem.
Çileği yerken ortasına çok dikkat edin. Eğer ortasında boşluk varsa o çilek hormonludur. Sakın o çileği yemeyin.
Mısır eğer çok güzel görünüyorsa, taneleri düzgün sıralı şekildeyse o mısırı almayın. O mısır kesinlikle genetiği ile oynanmış bir mısırdır.
Zeytin bekletilirken sürekli boya kullanılır. Zeytinin çekirdeği kahverengi olması gerekir. Eğer kahverengi değilde siyahsa o zeytin boyalıdır.
Yoğurt kesinlikle hazır yoğurt kullanmayın. Hangi marka olursa olsun hazır yoğurt en tehlikelilerden. Evinizde kendiniz mayalayın.
Sütünüz ya günlük olsun, yada hiç süt tüketmeyin. Günlük sütü de hangi marka kullanıyorsanız 3,4 gün bekletin. Eğer süt bozulmamışsa o markayı kesinlikle almayın.
Palmiye yağı Nutella'da bolca bulunur. Çok sağlıksız bir üründür bu yüzden Fransa bile bu yağa ek vergi koymuştur. Özellikle atıştırmalıklarda palmiye yağı kullanılır. Bu yağla yapılan kaşar peynirini fare bile yememiştir.
Et ürünleri; sosisi ve salamı kesinlikle evinize almayın. Karışım halleri midenizi alt üst etmeye yeter.
Sağlıklı beslenmek çok önemlidir. Birçok hastalık sağlıksız beslenme sonucu ortaya çıkıyor. Kanser olayları o kadar çoğaldıki dikkat etmezsek her gün daha da kötüye gidecek. Bu tür sağlıksız yiyecekler kansere, obeziteye davetiye çıkarıyor. Bilinçli olmak yediğimize, içtiğimize dikkat etmek gerçekten çok önemli. Eğer önlem alınmazsa ilerde ailede en az bir kişi kanser hastalığıyla tanışacak ve bu oldukça vahim, gerçekten içler acısı bir durum. Dikkat edelim, önlem alalım, sağlıklı yaşamaya özen gösterelim...
Çileği yerken ortasına çok dikkat edin. Eğer ortasında boşluk varsa o çilek hormonludur. Sakın o çileği yemeyin.
Mısır eğer çok güzel görünüyorsa, taneleri düzgün sıralı şekildeyse o mısırı almayın. O mısır kesinlikle genetiği ile oynanmış bir mısırdır.
Zeytin bekletilirken sürekli boya kullanılır. Zeytinin çekirdeği kahverengi olması gerekir. Eğer kahverengi değilde siyahsa o zeytin boyalıdır.
Yoğurt kesinlikle hazır yoğurt kullanmayın. Hangi marka olursa olsun hazır yoğurt en tehlikelilerden. Evinizde kendiniz mayalayın.
Sütünüz ya günlük olsun, yada hiç süt tüketmeyin. Günlük sütü de hangi marka kullanıyorsanız 3,4 gün bekletin. Eğer süt bozulmamışsa o markayı kesinlikle almayın.
Palmiye yağı Nutella'da bolca bulunur. Çok sağlıksız bir üründür bu yüzden Fransa bile bu yağa ek vergi koymuştur. Özellikle atıştırmalıklarda palmiye yağı kullanılır. Bu yağla yapılan kaşar peynirini fare bile yememiştir.
Et ürünleri; sosisi ve salamı kesinlikle evinize almayın. Karışım halleri midenizi alt üst etmeye yeter.
Sağlıklı beslenmek çok önemlidir. Birçok hastalık sağlıksız beslenme sonucu ortaya çıkıyor. Kanser olayları o kadar çoğaldıki dikkat etmezsek her gün daha da kötüye gidecek. Bu tür sağlıksız yiyecekler kansere, obeziteye davetiye çıkarıyor. Bilinçli olmak yediğimize, içtiğimize dikkat etmek gerçekten çok önemli. Eğer önlem alınmazsa ilerde ailede en az bir kişi kanser hastalığıyla tanışacak ve bu oldukça vahim, gerçekten içler acısı bir durum. Dikkat edelim, önlem alalım, sağlıklı yaşamaya özen gösterelim...
23 Mayıs 2016 Pazartesi
Hayallerim
Bugün günlerden cumartesi ve sabah erkenden mutfağa girdim. Aslında bugün oğlumun sınavı olduğu için stresten uyuyamadım. Stresli olduğum zamanlar mutfağa girip birşeyler yaparak kafamı dağıtıyorum. Bugün de yeni doğum yapan bir arkadaşıma bişeyler hazırlamaya karar verdim. Sıcacık peynirli poğaça yaptım. Ardından da mis gibi ıslak kek. Mutfakta vakit geçirmeye bayılıyorum. Farklı tatlar denemek çok hoşuma gidiyor. Yemekle pek aram yoktur. Pasta börek yapmayı çok severim. Yaptığım şeyleri hemen eşime ve oğluma tattırırım. Beğendiklerinde de dünyalar benim olur. Yemek yapmayı çok küçük yaşlarda anneannemden öğrendim. Farklı yörelerin farklı lezzetleri daima ilgimi çekmiştir. Hayallerim arasında bir pasta dükkanı açmak vardır her zaman. Pastalarımı, kurabiyelerimi yiyenler de hep olumlu yorumlar yaparlar. Ama işi ticarete dökünce aynı lezzet olurmu korkusu var içimde. Ben canım istediğinde zevkle pasta, kurabiye yapmaya bayılıyorum. Zoraki şeyleri de hiç sevmem oldum olası.
İşte sıcacık peynirli poğaçam ve mis gibi ıslak kekim.
Bu arada bu yazımı Cumartesi yazmış olmama rağmen ancak Pazartesi paylaşabildim. Bunu da belirtmek istedim.
İşte sıcacık peynirli poğaçam ve mis gibi ıslak kekim.
Bu arada bu yazımı Cumartesi yazmış olmama rağmen ancak Pazartesi paylaşabildim. Bunu da belirtmek istedim.
20 Mayıs 2016 Cuma
Düğün Hazırlıkları
Sanatın her dalına hayranlık duyuyorum. Ressamın herhangi bir şeyi özenle çizerek bizlere yansıtması, müzisyenin şarkılarla kendini ifade etmesi, oyuncunun oynadığı oyunun hakkını vermesi ve bunun gibi bir sürü şey. Resim yeteneğim hiç yok belki ama okumayı ve bazen de düşüncelerimi kağıda dökmeyi çok seviyorum. Enstrüman çalmayı çok isterdim denedim de; gitar çalmaya çalıştım bir zamanlar. Ama bıraktım sonradan nedense. Ama oyuncu olmayı hep çok istedim. İnsanın çok isteyipte yapamadıkları hep içinde kalıyor. Aslında buralara nerden geldim onu da bilmiyorum. Dün çok güzel bir gün geçirdim. Akrabalarla keyifli sohbet dolu neşeli bir gündü. Önceki yazımda düğünden bahsetmiştim. Çeyizlerin hepsini inceledik. El emeği göz nuru bir sürü şey. Hepsi birbirinden güzeldi. Her zaman eşyalarda, çeyizde, evde klasiğin yanısıra modern şeyler daha çok ilgimi çeker. Orjinal fikirlere de bayılırım.
Benim en çok dikkatimi çeken ekmek sepeti, peçetelik ve runner oldu. Siz ne dersiniz bilmiyorum ama ben bayıldım bunlara.
Benim en çok dikkatimi çeken ekmek sepeti, peçetelik ve runner oldu. Siz ne dersiniz bilmiyorum ama ben bayıldım bunlara.
Etiketler:
çeyiz,
çiçek,
düğün,
düğün çiçeği,
ekmek sepeti,
ekmeklik,
gelin,
peçetelik,
runner
19 Mayıs 2016 Perşembe
İÇİMDEKİ MUTLULUK
Hayat insanın yapmak istedikleriyle yapamadıkları arasındaki ince çizgidir aslında. Olmak istediğin yerde olmak, gitmek istediğin yerlere gitmek, yapmak istediklerini yapmak insanın en büyük özgürlüğü değilmidir oysa. Hayaller kurarak, umut ederek, çalışarak, sabrederek bekleriz mutlu olmayı. Herşey bitti dediğimizde umut değilmidir bizi ayakta tutan, tekrar hayata bağlayan. Umudunuzu asla kaybetmeyin hayata dört elle sarılın. Unutmayın yağmur yağsada, kar yağsada, fırtınalar kopsada çiçekler daima açar. Hayata umutla bak mutluluğun kapılarını arala...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)