31 Mayıs 2016 Salı

KADIN OLMAK

Bir kadın olarak yaşamanın ne demek olduğunu bilir misiniz? Başucunda biber gazıyla uyumanın, zile adını yazamamanın, aynı yerden ikinci defa eve sipariş verememenin,,,bilmezsiniz, eğer erkekseniz.
Hayat ne zor bizim için, sizin tarafınızdan ''acaba''larla, ''deneME'', ''yanılMA''larla itham edilmek sürekli. O bir türlü önüne geçemediğiniz erkek egonuza kurban olmak.
Hayır, feminist falan değilim, kızgınım sadece. İkinci sınıf insan muamelesi yapanlara, kadın haklarını hiçe sayanlara, varoluş sebebimizi erkeklermiş gibi görenlere kızgınım. Evet, insanız, yaradılışımızda var çift olmak, çiftleşmek ama bu dürtüyü diğer her şeyin önüne geçirirsen, insan olma ayrıcalığını kaybedersin, elinde kalan tek özelliğin konuşabilmen olur ki onu da yapabilen hayvanlar var. Bilmem anlatabiliyor muyum?
Kurtul artık o egondan, çocukluğundan bu yana sana öğretilen erkektir yapar ideolojinden, yüzüne gülen her kadına yapıştırdığın ''aranıyor'' etiketinden. Biraz düşün, biraz!! ama beyninle düşün. İyi düşün, güzel düşün!

                                                                                           LATİFE KIZILTAŞ

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Vazgeçmeyin!

Kuş olup uçmak istiyorum bazen. Farklı diyarlar, şehirler, ülkeler görmek istiyorum. Her bir şehrin havasını, suyunu, güzelliklerini içime çekmek istiyorum. Diyar diyar gezmek, yaşamak istiyorum. Farklı kültürleri, yaşamları görmek, bilmek istiyorum. Hiç benim gibi hissettiğiniz oldu mu bilmiyorum. Ama üzüntüden, kederden uzaklaşmak her zaman en iyisidir diye düşünüyorum. Tabiki hayatta herşey bizim için. Üzüntü, sevinç, keder, hastalık, sağlık hatta ölüm bile. Lakin güzel şeyler değilmidir bizi hayata bağlayan. Küçücük mutluluklar değil mi ayaklarımızı yerden kesen. Hiçbir zaman çok fazla şey beklemedim hayattan. En ufak tebessüm bile mutlu etmeye yetti beni çoğu zaman. Her türlü zorluğa göğüs germeyi bildim, hep ayakta kalabilmeyi başardım belki; ama bazen gücümün tükendiğini hissettiğim zamanlar da oluyor elbet. İşte o zamanlar kaçıp uzaklaşmak istiyor insan. Tüm o düşüncelerden, üzüntüden, kederden uzaklaşıp; sessiz sedasız, bir sahil kasabasında, denize nazır küçücük bir evde sadece sevdiklerinle doyasıya mutlu olmak ne güzel olurdu oysaki. Hayali bile mutlu etmeye yetiyor beni. Düşünsenize bir de bunun gerçek olduğunu. Hayal edin, isteyin, gerçekleştirin. Ama hiçbir zaman Vazgeçmeyin...

26 Mayıs 2016 Perşembe

Yitirmeyin!

Eskiciyim ben; anıları, fotoğrafları, eski bir notu biriktiririm bazen. Biriktirdiğim her şeyin iyi anısı yok elbette, bazıları mutsuzlukları, hataları anımsatır ama önemli değil, yaşanmışlıklar var hepsinde. Dokunduğun, gördüğün, duyduğun vakit başlayıverir zamanda yolculuğun. Mesela sene 1997, mevsimlerden yaz, her çocuğun hayali olan bisiklet, karne hediyesi olarak çıkıvermiş karşına eski bir fotoğrafta, 20 sene olmuş ama o anki hislerim hala capcanlı, mesela eski kitap,  gençlik ateşiyle okunmuş içine notlar alınmış, altı çizilmiş bazı kelimelerin, bazı yerleri yazılmış, silinmiş...

Ne çok şey biriktiriyoruz aslında istemeden de olsa. Şa aralar fazla ne varsa atın diyorlar, katıldığım yerleri var ama çoğunlukla atılmaması gerektiği taraftarıyım. Kolay değil bir şeylere sahip olmak, hem maddi, hem manevi... Kolay değil bizi, biz yapan her şeyi görmezden gelmek. Kaçımız öğrenci evinde annesinin eski perdelerini kullandı, ya da o eksik, her biri birbirinden farklı çatal, kaşıkları? Eskiden yüzüne bakmadığımız, şimdilerde oldukça revaçta emaye anneanne tabaklarını hangimiz aramıyoruz şu anda?
 İhtiyacınız kadar alın, gereksiz ihtiyaç yaratmayın ama birşeylere sahip olunca da kolay vazgeçmeyin, paylaşın, hediye edin, ihtiyacı olana verin ama atmayın! O binbir hevesle aldığınız koltuktan modası geçti diye kolayca vazgeçmeyin. Eskiye kıymet verin, eski insanlara, eski anılara, eski bir aynaya... Çünkü hep yitirdiklerini özler insan, YİTİRMEYİN!!!
Sevgili kardeşimin yüreğine sağlık. Teşekkürler LATİFE KIZILTAŞ...

25 Mayıs 2016 Çarşamba

GEÇ OLMADAN

İnsan sevdiklerine, değer verdiklerine hiç kıyamaz derler ya; doğru mudur sizce bu söz. Nedense;  en çok sevdiklerimizi incitiyoruz. En çok canımız yandığında bizde sevdiklerimizin canını yakıyoruz. Hiç beklemediğimiz bir anda, hiç beklemediğimiz bir şekilde tokat gibi vuruyor yüzümüze; içimiz yanıyor. Keşke hiç acıtmasa bizi hiçbirşey, keşke acıtmasak sevdiklerimizi. Elimizdekilerin kıymetini bilebilsek her zaman. Keşke dememek geç kalmamak için. Mutlu olabilmek yarınlara umutla bakabilmek için. Keşkesiz bir yaşam için kocaman sarılın sevdiklerinize. Unutmayın dün dünde kalmıştır; yarın henüz gelmemiştir. En değerli an yaşadığınız andır.Şimdi; şu andır aslolan.Yarın çok geç olabilir herşey için, hemen yapın kendiniz için, sevdikleriniz için ne yapmanız gerekiyorsa. Uyandığınız her yeni güne şükrederek başlayın mesala. Yakındaki dostlarınızla buluşun, sohbet edin. Uzaktaki sevdiklerinizi arayın. Sesinizle bile ışık saçın etrafa. Yada içinizden ne geliyorsa, ne yapmak istiyorsanız, nasıl yaşamak istiyorsanız öyle yaşayın...

24 Mayıs 2016 Salı

Sağlıklı Beslenme

Yediğimiz içtiğimiz her şeye dikkat etmemiz gerek. Özellikle bazı yiyecekleri dikkatsiz tüketiyorsak  zehirleniyoruz demektir. Şimdi size bazı yiyeceklerde özellikle nelere dikkat etmeliyiz ondan bahsedicem.

Çileği yerken ortasına çok dikkat edin. Eğer ortasında boşluk varsa o çilek hormonludur. Sakın o çileği yemeyin.
Mısır eğer çok güzel görünüyorsa, taneleri düzgün sıralı şekildeyse o mısırı almayın. O mısır kesinlikle genetiği ile oynanmış bir mısırdır.
Zeytin bekletilirken sürekli boya kullanılır. Zeytinin çekirdeği kahverengi olması gerekir. Eğer kahverengi değilde siyahsa o zeytin boyalıdır.
Yoğurt kesinlikle hazır yoğurt kullanmayın. Hangi marka olursa olsun hazır yoğurt en tehlikelilerden. Evinizde kendiniz mayalayın.
Sütünüz ya günlük olsun, yada hiç süt tüketmeyin. Günlük sütü de hangi marka kullanıyorsanız 3,4 gün bekletin. Eğer süt bozulmamışsa o markayı kesinlikle almayın.
Palmiye yağı Nutella'da bolca bulunur. Çok sağlıksız bir üründür bu yüzden Fransa bile bu yağa ek vergi koymuştur. Özellikle atıştırmalıklarda palmiye yağı kullanılır. Bu yağla yapılan kaşar peynirini fare bile yememiştir.
Et ürünleri; sosisi ve salamı kesinlikle evinize almayın. Karışım halleri midenizi alt üst etmeye yeter.

Sağlıklı beslenmek çok önemlidir. Birçok hastalık sağlıksız beslenme sonucu ortaya çıkıyor. Kanser olayları  o kadar çoğaldıki dikkat etmezsek her gün daha da kötüye gidecek. Bu tür sağlıksız yiyecekler kansere, obeziteye davetiye çıkarıyor. Bilinçli olmak yediğimize, içtiğimize dikkat etmek gerçekten çok önemli. Eğer önlem alınmazsa ilerde ailede en az bir  kişi kanser hastalığıyla tanışacak ve bu oldukça vahim, gerçekten içler acısı bir durum. Dikkat edelim, önlem alalım, sağlıklı yaşamaya özen gösterelim...

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Hayallerim

Bugün günlerden cumartesi ve sabah erkenden mutfağa girdim. Aslında bugün oğlumun sınavı olduğu için stresten uyuyamadım. Stresli olduğum zamanlar mutfağa girip birşeyler yaparak kafamı dağıtıyorum. Bugün de yeni doğum yapan bir arkadaşıma bişeyler hazırlamaya karar verdim. Sıcacık peynirli poğaça yaptım. Ardından da mis gibi ıslak kek. Mutfakta vakit geçirmeye bayılıyorum. Farklı tatlar denemek çok hoşuma gidiyor. Yemekle pek aram yoktur. Pasta börek yapmayı çok severim. Yaptığım şeyleri hemen eşime ve oğluma tattırırım. Beğendiklerinde de dünyalar benim olur. Yemek yapmayı çok küçük yaşlarda anneannemden öğrendim. Farklı yörelerin farklı lezzetleri daima ilgimi çekmiştir. Hayallerim arasında bir pasta dükkanı açmak vardır her zaman. Pastalarımı, kurabiyelerimi yiyenler de hep olumlu yorumlar yaparlar. Ama işi ticarete dökünce aynı lezzet olurmu korkusu var içimde. Ben canım istediğinde zevkle pasta, kurabiye yapmaya bayılıyorum. Zoraki şeyleri de hiç sevmem oldum olası.
İşte sıcacık peynirli poğaçam ve mis gibi ıslak kekim.
Bu arada bu yazımı Cumartesi yazmış olmama rağmen ancak Pazartesi paylaşabildim. Bunu da belirtmek istedim.

20 Mayıs 2016 Cuma

Düğün Hazırlıkları

Sanatın her dalına hayranlık duyuyorum. Ressamın herhangi bir şeyi özenle çizerek bizlere yansıtması, müzisyenin şarkılarla kendini ifade etmesi, oyuncunun oynadığı oyunun hakkını vermesi ve bunun gibi bir sürü şey. Resim yeteneğim hiç yok belki ama okumayı ve bazen de düşüncelerimi kağıda dökmeyi çok seviyorum. Enstrüman çalmayı çok isterdim denedim de;  gitar çalmaya çalıştım bir zamanlar. Ama bıraktım sonradan nedense. Ama oyuncu olmayı hep çok istedim. İnsanın çok isteyipte yapamadıkları hep içinde kalıyor. Aslında buralara nerden geldim onu da bilmiyorum. Dün çok güzel bir gün geçirdim. Akrabalarla keyifli sohbet dolu neşeli bir gündü. Önceki yazımda düğünden bahsetmiştim. Çeyizlerin hepsini inceledik. El emeği göz nuru bir sürü şey. Hepsi birbirinden güzeldi. Her zaman eşyalarda, çeyizde, evde klasiğin yanısıra modern şeyler daha çok ilgimi çeker. Orjinal fikirlere de bayılırım.
Benim en çok dikkatimi çeken ekmek sepeti, peçetelik ve runner oldu. Siz ne dersiniz bilmiyorum ama ben bayıldım bunlara.

19 Mayıs 2016 Perşembe

İÇİMDEKİ MUTLULUK




 Hayat insanın yapmak istedikleriyle yapamadıkları arasındaki ince çizgidir aslında. Olmak istediğin yerde olmak, gitmek istediğin yerlere gitmek, yapmak istediklerini yapmak insanın en büyük özgürlüğü değilmidir oysa. Hayaller kurarak, umut ederek, çalışarak, sabrederek bekleriz mutlu olmayı. Herşey bitti dediğimizde umut değilmidir bizi ayakta tutan, tekrar hayata bağlayan. Umudunuzu asla kaybetmeyin hayata dört elle sarılın. Unutmayın yağmur yağsada, kar yağsada, fırtınalar kopsada çiçekler daima açar. Hayata umutla bak mutluluğun kapılarını arala...